İçeriğe geç

Princess Mononoke Film Özeti ve İncelemesi | Prenses Mononoke (1997)

Last updated on Haziran 21, 2023

1997 yılında çekilen Prenses Mononoke filmi, Hayao Miyazaki’nin kuşkusuz eşsiz yapımlarından biri. Stüdyo Ghibli’nin harika eserlerinden biri olan bu film, izleyicilere derin anlamlı mesajlar veriyor. Bununla birlikte Joe Hisaishi’nin enfes müzikleri eşliğinde izlemesi ayrı bir zevke sahip. Konuyu iki insan arasına sığdırabiliriz: Prenses Mononoke ve Prens Ashitaka arasında geçiyor animemiz. İkisinin tanışma faslı Ashitaka’nın kötülük ve nefret Tanrısı ile savaşırken lanetlenmesinden sonra Orman’ın Ruhu’nu aramaya çıkmasıyla gerçekleşiyor.

Prenses Mononoke’in filminin konusuysa, büyülü ormanın Lady Eboshi tarafından ele geçirilmek için savaş açılması ve bu savaşı önlemek isteyip, orta yol arayan hem insanların hem de hayvanların burada refah içinde yaşaması için uğraş gösteren Ashitaka’nın çabalarını konu ediniyor. Fakat bu orman içinde hayvanlar kabile kabile ayrılıp her ırk kendi canlılarını korumak istemekte, kurt kız olarak anılan Prenses Mononoke’yse kendı ırkıyla birlikte diğer canlılarla iletişim kurarak Lady Eboshi’yi öldürmek istemektedir. Ashitaka’ysa ne insanların zarar görmesini istemekte ne de bu orman içinde yaşamını sürdüren hayvanların. Her ne kadar Prenses Mononoke ve kurtlar insanlardan nefret etseler de Ashitaka’nın iyi niyetini ve istikrarını görmelerinden sonra onun tarafına katılarak Lady Eboshi’nin kötü planlarını önlemeye çalışırlar. Ama Anne kurdun tek isteği Eboshi’nin kellesini kopartmaktır.

Princess Mononoke Film Özeti

Prens Ashitaka’nın köyüne bir gün lanetli ve de ciddi derecede güçlü bir yabandomuzu saldırır. Prense, Nago adındaki bu domuzu öldürmeye çalıştığı sırada yabandomuzun laneti ona geçer. Bu yabandomuzunun böylesine lanetli olmasının nedeniyse aşırı nefreti ve kötülüğünden kaynaklıdır. Köyün bilge cadısı ona bu lanetin Prens’ten kalkmayacağını, gitgide onu ölüme götüreceğini söyler. Ama efsanelere göre ormanın ruhunun onu iyileştirebileceğini ekler.
Bu ihtimal üzerine Ashitaka, kendi köyünde ölümü beklemektense bu büyülü ormana doğru yol alıp hayatını kurtarmayı mantıklı bulur ve Kanadalı Ren Geyiğiyle birlikte kardeşine veda edip ondan bir kolye aldıktan sonra hazırlanarak yola koyulur.

Prens, yolunun üzerinde oldukça farklı ve güzel bir kızla karşılaşır. Etrafında 3 kurtla birlikte gezen bu kızı incelemeye koyulur. Kurtlar Ashitaka’yı fark eder ve kız ona buradan gitmesini söyler. Bu kız Prenses Mononoke’dir. Yani kurtlar tarafından büyütülmüş Kurt Kız’dır. Mononoke’yle karşılaşmasından sonra Ashitaka yolda giderken denize düşmüş 2 yaralı bulur. Yaralıları karaya çıkartıp onların yaralarını sarar. Yaşadıkları yere Ashitaka’yı da götüren bu 2 kişi ardından Lady Eboshi’nin hükmettiği Demir Şehri’ne giriş yapar. Burada erkeklerden çok kadınların çalıştığı ve onların rol aldığı yaşam şeklini görür Ashitaka. Ardından Lady Eboshi’yle özel olarak görüşür ve ona bu yarasının nasıl geçeceğini sorar. Kadınsa bir efsaneye göre Orman Ruhu’nu öldürmenin her derde deva olacağını söyler. Prens Ashitaka, Eboshi’deki kötümcül duyguları hissetmiş, ormanı yerle bir etmek gibi bir planının olduğunu anlamıştır.

Prens Ashitaka, bu sırada ormanda gördüğü Prenses Mononoke namı diğer Kurt Kız’ın şehre saldırı yaptığını fark eder. Kızın bir tuzağa çekildiğini anlayan Ashitaka onun ve Eboshi’nin arasına girerek kıza engel olur ve onu şehirden uzaklaştırarak kurtların inine doğru götürür. Bu sırada ciddi yara alan Ashitaka, baygınlık geçirir. Prens Mononoke insanlardan nefret eden bir kurt kız olsa da Ashitaka’yı iyileştirmek için onu Orman Ruhunun yanına götürür. Bu orman ruhunu Ashitaka belli belirsiz de olsa daha öncesinde görmüştür. Ve şimdi de Mononoke sayesinde yeniden görür ve kurşun yarasının iyileşmesini izler.

Gece vakti uyandığında Prensesin yanında uyuduğunu gören Ashitaka, mağaradan çıkıp dışarıya doğru baktığında Anne kurdu görür ve onunla konuşmaya başlar. Anne kurdun insanlardan nefret ettiği için kızının da nefret ettiğini söyler. Bundan dolayı sabah buradan gitmesini ve insan olduğunu unutmaması gerektiğini Ashitaka’ya anlatır.

Tıpkı Nago gibi insanlara karşı nefret ve kötülük besleyen Okkoto adında bir yabandomuzu daha vardır. Okkoto, Demir Şehri’ne diğer domuzlarla birlikte saldırı yapmak için hazırlık yapmaya başlar. Prenses Mononoke’yse Okkoto ile konuşmaya çalışır ve bu nefretini dizginlemesi gerektiğini söyler. Aksi halde sonunun Nago gibi olacağını ve lanetlenip öleceğini açıklar. Ama inatçı Okkoto, kabilesini de yanına alarak Demir Şehri’ne saldırmak için koşmaya başlar. Lady Eboshi bütün bu saldırıdan haberdardır ve sinsice planlar yapıp iyi askerler konuşlandırmıştır. Lehine olacak bu savaşta Eboshi için önemli olan ormanın hakimi olmaktır.

İnsanlarla olan savaşını kaybeden yabandomuzu kabilesinde Okkoto ağır yara almış ve nefreti gitgide güçlenerek lanete davetiye çıkarmıştır. Ashitaka da bu sıra kazazedelerin yanına giderek onlara yardım etmeye çalışır. Domuzların altında sıkışmış olan yavru kurdu görür ve onu oradan kurtararak Prenses’in yanına gider. Eğer geç kalırsa, ormanın ruhunu öldürmek üzere olan Lady Eboshi’nin planına engel olamayacak ve sonsuza kadar lanetli kalacaktır.

Bu sırada Okkoto’nun lanetini engellemek için elinden geleni yapan Mononoke, verdiği uğraşlar sonrasında Okkoto’nun içine hapsolur. Bunu gören Ashitaka koşarak yabandomuzunun içine girer ve kızı kurtarmaya çalışır. Ama gücü yetmez. Ağır yaralanmış ve ölmek üzere olan Anne kurt, son nefesini Eboshi’nin kellesini almak için tutmaya çalışsa da kızını kurtarmak için bu intikamından vazgeçer. Yabandomuzunun içine girerek kızını kurtarır.

Ormanın Ruhu, Okkoto’daki laneti kaldırmak için geyik formuna girer ve laneti kaldırır. Gece Yürüyüşü formuna dönmeye çalıştığı sırada Eboshi tüfeğini doğrultur. İlk başta Ashitaka kollarındaki Mononoke’ye rağmen onu engellemeye çalışsa da ateşin çıkmasına mani olamaz. Eboshi Ormanın Ruhu’nun kafasını alır ve hapseder. Bu sırada Anne Kurt son nefesiyle Eboshi’nin kolunu kapar ve keser. Eboshi ve adamları ormanı terk etmeye çalışırlar. Eğer bu kafa güneş doğuncaya kadar Ormanın Ruhundan ayrı kalırsa ormanın asıl sahibi Eboshi olacaktır.

Ashitaka ve Prenses ormanın ruhunun kafasına geri sahip olması için koşmaya başlarlar. Bu sırada Demir Şehrine uğrarlar ve oradaki insanları uyararak denize girmelerini söylerler. Nihayetinde kafaya kavuşan Prens ve Prenses orada Ormanın Ruhuna kafasını teslim ederler. Sararmış ve ölmek üzere olan Orman eski haline bürünse de ormanın ruhu artık yok olmuştur. Prenses her ne kadar Ashitaka’yı sevmiş olsa da kurtlarla büyüdüğü için insanlardan nefret etmiştir ve bu yargısını kıramamaktadır. Bundan dolayı orada, Ashitaka’yla yollarını ayırmak zorunda kalır. Ashitaka tekrar burayı ziyaret edeceğine dair Prenses Mononoke’ye söz verir. Ve hikâye burada sonlanır.

Princess Mononoke Film İncelemesi

Hayao Miyazaki’nin anime filmleri genel olarak bir olayla başlar. Bu olay sonrasında karakterlerin yolları tesadüfi bir şekilde kesişir ve bağlanır kaderleri. Ardından duygusal anlar yaşarlar ve yaşatırlar. Bu filmimizde aynı bu şekilde. Prensin yaşadığı olaylardan sonra bir kıza duygusal anlam yüklemesi, ardından onun hakkında endişelenmesi. Prenses Mononoke’nin de içinde sakladığı sevginin gücünü de yer yer gördük. Prens’ten farklı olarak o gizlemeyi tercih ediyor ya da dışa vurmayı bilmiyor. İzlerken biz bu sevginin gücünü hissettik.

Miyazaki’nin filmleri, sonları genel olarak mutlu bitse de insanı yer yer deşen ve kalbini acıtan sahneleriyle dolu. Evet, mutlu sonda seviniyoruz fakat ondan önce yaşananları izlerken gözümüzün dolduğu anlar da oluyor. E, bunun etkisini senaryo kadar arkada çalan müziklerle de ilgili. Kimi zaman o kadar iyi yerleştirilmiş oluyor ki kâh coşuyor kâh mahvoluyoruz. Joe Hisaishi’nin piyanoyla verdiği harika ambiyans müzikleri izleyeni çok ayrı yerlere götürüyor. Şahsen, filmlerini izledikten sonra tekrar tekrar dinliyorum müzikleri.

Peki, filmin mesajı ne?

Bu filmi çok beğenmemin asıl nedeni filmde kötü karakterin olmaması. Hepsi kendine düşen alanı ellerinden geldiği kadarıyla korumaya çalışıyorlar. Misal Eboshi. Ona salt kötü diyemeyiz, çünkü şehrini ne pahasına olursa olsun korumaya çalışan ve cüzzamlı hastaları için de tedavi arayan bir lider. Ashitaka’nın ona saygı duymasının nedeni de bu. Evet, biraz dar görüşlü olduğu gerçek.
Aynı şekilde kurtlara da kötü diyemeyiz. Onlar da diğer canlılar gibi ırklarını korumaya çalışıyorlar. Ve filmde ara ara gördüğümüz maymunlar da öyle. Herkes kendi payı için savaşıyor filmde. Yani filmin mesajı şu, doğal ve vahşi yaşamın saflığını korunmaya çalışılmasıdır. Kendi nesli için uğraş veren ve gerekirse savaşan canlıların bütünüdür aslında doğa.

Bu filmi basitçe iyi kötü arasında geçen bir çatışmaya indirgeyemeyiz. Doğada savaş her zaman vardır ve önemli olan onun uyumudur. Bu film, bu uyumun ortadan kalkması halinde sonuçların nasıl olacağını anlatıyor. Her karakter bir ev yaratma düşüncesi içinde ve orada yaşamını sürdürmek istiyor. Ama hepsinin çıktığı yolda ayrı düşünenler, iyi ya da kötü olanlar, farklı davrananlar da var. Ayrıca film hepsinin kendine ayrılan alanı beğenmeyip açgözlülük yapmanın zararını gösteriyor. Hadi gelin, filmdeki karakterlere ufaktan değinelim.

Prens Ashitaka: Ashitaka kendi köyünde yaşamını sürdüren ve halkını koruyan bir prenstir. Oldukça cesur ve yakışıklıdır. Halkının refahı için yapmayacağı şey yoktur. Bir kız kardeşi vardır ve onu da korumakta, önemsemektedir. İyi kılıç ve en az bunun kadar da yay kullanır. Karşılaştığı her insanla iyi ve hoş bir bağ kurmayı başaran Prens, nazik ve oldukça kibardır. Ashitaka’nın anlamıysa “daha parlak yarın” anlamına gelir ve daha iyi bir dünya için çalışmak, evrenle uyum içinde yaşamanın vurgulandığı Taoizm’in bir özelliğidir ayrıca.

Prenses Mononoke: Kurtlar tarafından büyütülen, onların karakteri ve davranışlarını benimsemiş olan Mononoke, içinde tuttuğu gizli sevgiyi film boyunca çıkarmaz. Yalnızca Ashitaka’nın yanında bu gizlenmiş sevgiyi görürüz. Çünkü kurtlar vahşidir ve evcilleştirilemezlerdir. Bir kaynaktan aldığım bilgiye göre Mononoke, intikamcı, ölü ruh; Japon klasik edebiyatında ve halk dininde, bireylere sahip olmak ve onlara acı çektirmek, hastalığa neden olmak gibi şeyler yaptığı söylenen ruhlar olarak bilinirmiş, hatta ölüme neden olurmuş bu ruhlar. Ashitaka’yla karşılaştıktan sonra iyi bir kız olan Mononoke, ormanı korumak için elinden geleni yapar. Bu uğurda karşısına kim çıkarsa çıksın onunla savaşabilen bir potansiyele sahiptir.

Lady Eboshi: Lady Eboshi, doğal dünyayı umursamayan ve ödülünü almak için orman tanrılarını öldürmeye hazır açgözlü bir kadındır. Doğaya karşı acımasız olmasına rağmen, şefkatli bir yanı da vardır. Kasabasının insanlarını derinden umursar ve kasaba halkı tarafından onları koruduğu için sevilir ve saygı duyulur. Prens, bu kadınla tanıştıktan sonra onun amaçlarını anlar ve iyi niyetini görür, ama kötü niyetini görünce üzülse de onun hayatını ve halkını umursadığı için yardım eder ona.

Genel olarak filmden çok büyük zevk aldığımı ve filmi çok beğendiğimi söyleyebilirim. Eğer izlemeyenleriniz varsa mutlaka başlamalılar en azından Miyazaki yapımlarına, başka filmlerde görüşmek üzere, hoşça kalın!

 

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir