Gerek oyuncuları gerek temasıyla izleyenlerin beğenisini toplayan Nocturnal Animals filmi, on dokuz yıl önce boşandığı yazar kocasından kendisine bir kitap taslağı gelen Susan’ın bu vahşi ve acıklı kitabı okurken eski ilişkisinden ortak noktalar bulmasını ve acı çekmesini konu ediniyor.

Kimi zaman gerçek hayata kimi zaman da kitabın içerisine geçiş yapıldığı bu film, olay örgüsü itibariyle gerilimi çok iyi bir şekilde veriyor. Aynı zamanda karakter çözümlemeleriyle birlikte Gece Hayvanları’nın karakterler üzerindeki etkilerini görmek izleyenler için güzel bir deneyim bırakıyor. Susan karakterinin kitabı okuduktan sonra eski ilişkisine dair yaşadığı olayları ve yaptığı hataları fark edip pişman olması filmde temiz bir şekilde yansıtılmaktadır. Daha fazla spoiler yemenizi istemiyorum ve filmin özetine geçiyorum.

Nocturnal Animals Film Özeti

Film açılışını Susan Morrow’ın kendisine gelen postayla yapıyor. Galerici Susan, evine gelen postayı incelediğinde eski kocasından bir posta olduğunu görüyor. Burada Nocturnal Animals adında bir kitap taslağı yer alıyordur. Susan bu kitabı okumaya başladıkça eski ilişkisine dair birçok detayı fark edecektir. Susan’ın içinde bulunduğu olaylardan ötürü gitgide yalnızlaşmıştır. Şu anki evliliğinden kocası Hutton’ı kendisini aldattığını öğrenmesi sonrasında bünyesinde uykusuzluk hâkim olunca eski kocası Edward’ın değimiyle tam bir Gece Hayvanı’na dönüşür. Halihazırda kendisine gelen eserin adı da Nocturnal Animals, yani gece hayvanlarıdır. Gece vakitlerinde Edward’ın yolladığı kitabı okuyarak eski ilişkisindeki bazı hatalarını anlar ve yaptığı hataları fark eder. Hem üzülüp hem gerilen kadın Edward’ın çektiği acılara tanık olur.

Şimdiyse Nocturnal Animals adlı eserde geçen olayları özetleyeceğim, yani birazdan dinleyecekleriniz Edward’ın Susan’a gönderdiği taslak kitapta geçen olay örgüsü olacak.

Nocturnal Animals Adlı Kitabın Özeti

Ailesiyle birlikte tatile gitmek üzere olan Tony, gece vakti yola çıktığı sırada önüne serserilerin bulunduğu bir araç çıkar. 3’ünün de ayrı suçlardan sabıkası vardır fakat Tony ve ailesi bu sabıkalılardan bihaberdir. Yollarını kestikten sonra büyük bir arbede çıkar ve Tony’nin kızını ve karısını kaçırırlar. Ardından yanındaki çocukla birlikte bu aracın peşinden gitmek zorunda kalan Tony, gaza basar. Lou adındaki bu çocuk Tony’yi ıssız bir yere bırakıp doğruca uzaklaşır. Karısı ve kızını aramaya başlayan Tony’yi ardından kendi aracıyla birlikte gelen 2 serserinin aradığını görür. Kendini saklayarak sabahı bekleyen adam ertesi gün doğruca polise gider.

Aracını terk edilmiş halde bulunduğu haber eden polis memuru bu davayı akciğer kanserinden ölecek olan bölge amiri Bobby Andes’a devreder. Tony karısı ve kızını kaçıran serserilerin peşinden gitmek için Bobby’ye güvenmesinden başka çaresi yoktur. Bobby Tony ile birlikte karısıyla kızını aramak için şüphelilerin geçtikleri yerleri ararlarken korkunç bir gerçekle karşılaşırlar. Terk edilmiş bir kanepenin üzerinde cansız ve çıplak bir hâlde karısı ve kızı yatıyordur. İncelemeler sonrasında kadının ve kızın öldürülüp onlara tecavüz edildiğini öğrendikten sonra Tony mahvolur. Bobby Tony’ye bu suçluların yakalanacağına dair söz verir.

Aradan geçen bir yıl sonrasında Tony’ye bir posta gelir ve bu postada sanıklardan birinin fotoğrafı yer alıyordur. Bobby’nin gönderdiği bu postada sanık Tony’yi kaçıran Lou’nun fotoğrafı yer almaktadır. Tony o gün bu suratı hatırlayamasa da rüya gördüğü sırada Lou’yu hatırlar ve Bobby’ye doğru şüphelinin bu çocuk olduğunu açıklar. Bobby, şüpheli üç kişiden birinin bir soygun sırasında öldüğünü diğerinin yani Lou’nun kendilerinde olduğunu söyler, son şüpheliyse meçhuldür. İkisi tekrar buluşup Lou’yu sorguya çekerler fakat çocuk itiraf etmez ve Tony’yi tanımadığını söyleyerek yalanlar.

Tony ve Bobby işi şansa bırakmaz ve Lou’yla birlikte takılmakta olan üçüncü ve son şüpheliyi mercek altına alırlar: Ray. Bu katili arabalarına alarak gayriresmi bir sorguya çekerler fakat bu adamda Tony’nin işine yaracağı tek kelime etmez. Ardından Bobby Tony ile kayıt dışı olarak bir kafede ilginç bir açıklama yapar. Kendisinin akciğer hastası olduğunu söyler. Ölmek üzere olduğu için Tony’den bu vakanın sonuçlanmasının isteyip istemediğini sorar. Çünkü amaçları resmi olarak istedikleri gibi gitmemekte ve sürekli üzeri kapatılmakta, işleri sekteye uğramaktadır. Bu konuşma sonrası Lou ve Ray’ı gizli bir yerde sorguya çeken Tony ve Bobby’yi ilginç olaylar beklemektedir.

İkisini zorla suçlarını itiraf etmeye zorlayan Tony ve Bobby, plan yaparlar. Tony bu ikisine silah çeker. Fırsat bulup kaçmalarından hemen sonra Lou orada vurulur ve ölür. Ray de kaçarak kayıplara karışmaya çalışır. Bobby’nin hayatının kötü etkilenmemesi için Tony endişelenmiştir ama Bobby Tony’ye iyi bir adam olduğunu ve kendi hayatını pek umursamadığı için bu suçun katillerin yanlarına kalmaması gerektiği söylerek Ray’i bulmak için ayrılmayı önerir.

Tony bu sırada eski bir kulübede Ray’ı bulur, onunla bir diyaloğa girer ve adamın suçu itiraf ettiğine şahit olur. Gitgide sinirlenen Tony, kendisine yaklaşan ve elinde levyesini hazır bekleten adamın kalbine kurşun sıkar ve tam bu sırada kafasının sağ kısmına darbe alır. Saatler sonra uyanan Tony, adamın öldüğünü görür ve kendisi de yaşıyor gibi değildir. Dışarı çıkıp 2 adım ancak attıktan sonra o da orada gözlerini yumar.

Eser burada biter ve Susan ciddi şekilde etkilenir. Her ne kadar aralarda ilişkisine dair ufak anılar ve detaylar yakalamış olsa da bu son onu ciddi şekilde yaralamıştır. Bundan dolayı kitabı okuduktan sonra Edward ile buluşmayı teklif eder. Edward da nerede ve ne zaman şeklinde sorar. Buluşma yerine gelince Edward’ı bekleyen Susan, adamın gelmesini saatlerce bekler. Ama Edward asla gelmeyecektir.

Nocturnal Animals Film İncelemesi

Filmin özetiyle ilgili öncelikle şunları söylemek istiyorum. Özette daha çok film içerisinde Susan’ın okuduğu kitabın olay örgüsünü anlatmak istedim. Çünkü Susan’ın bizzat yaşadığı duygusal değişimleri ve düşünceleri arasındaki çelişkileri özel olarak inceleme kısmında masaya yatırmak istiyorum. Çünkü ikisini bir arada yani hem kitaptaki olayları hem de geçmişte Susan’ın yaşadığı olayları anlatmak istesem mutlaka birinden diğerinin önemi azalacak veya olay örgüsü yanlış anlaşılabilecekti. Bundan ötürü sizlere Susan’ı, Edward’ı ve ikisinin ilişkilerini ayrı ayrı parantezler açarak incelemek istiyorum. Sonda da filmin yorumunu yapacağım.

Susan Karakteri İncelemesi

Susan karakterinin filmin başından sonuna kadarki süreçte yaşadığı yalnızlık ve pişmanlığı rahat bir şekilde görebiliyoruz. Ayrıca tam bu sıralarda kendisine Edward’dan gelmiş olan kitapla birlikte daha da kendine çekilmiş ve uykuyu unutmuş hâle gelmiştir. Alex’e “Hayatının hiç istemediğin bir hâle geldiği hissine hiç kapıldın mı?” diye sorması ve ardından Edward’la aşk evliliği yaptığını söylemesi yaşadığı pişmanlığı anlamamıza yardımcı olmuştu. Ardından onu kötü bir şekilde terk ettiğini açıklayarak Edward’ı sarstığını kabul ediyor.

Edward ile evliyken tanışttığı Hutton ile sevgili olmuş ve Edward’ı terk etmiştir Susan. Çünkü kendisinin de itiraf ettiği gibi Edward’a inancı kalmamıştır. Halihazırda ayrılmaya yakın konuşmalarında Edward’ın bunu fark ettiğini ve ona “bana güçsüzsün diyorsun,” çıkarımına varması bundan kaynaklı. Ama Susan asıl kötülüğü Edward’dan olan çocuğunu kürtajla aldırmasıyla yapmaktadır. O günün sonunda Hutton’a yaslanmış ve ağlamıştır. Bu anlara da tanık olan Edward aslında Susan’a yolladığı kitapta bütün duygularını yansıtmayı amaçlayarak Susan’a şiddetli bir darbe indirmiş ve onun duygularını ciddi şekilde incitmiştir.

Toplantıya gitmeden önce gördüğü Revenge yani intikam yazılı çerçeveyi de görmesinden sonra Edward’dın kendisinden bir şekilde intikam aldığını düşünerek daha da acı çekmiştir. En sonundaysa pişmanlığını kabul edip adamla buluşmak isteyerek bu duygularını anlatmayı amaçlamıştır.

Susan’ın Hutton ile olan evliliğindeki geçimsizliği filmin başında görmüştük. Ardından Hutton’ın Susan’a söylediği yalanlar ve nihayetinde onu aldatıyor olmasıyla birlikte Susan’ı Edward’a iten olaylar art arda gelerek kadını içinden çıkılmaz bir yalnızlığa sürükler. Bana sorarsanız Hutton’ın onu aldatması değil de Edward’ın hikâyesi kadının daha çok canını acıtmıştır. 19 yıl önce olan evliliğinden henüz dersler çıkarıyorsa Edward’ın onu masada yalnız bırakması yeterince iyi bir ders olmuş olabilir.

Edward Karakteri İncelemesi

Edward’ın güçlü bir yönü olan insan çözümlemesinde Susan’ı çok çabuk çözmüş ve onun duygularını çok rahat bir şekilde anlayarak nasıl hissettiğini, kadının dudaklarından çıkan kelimelerden önce görebilmiş ve anlayabilmiştir. Annesinin Susan’a Edward için güçsüz şeklindeki yakıştırmasını hassas olarak değiştirmeye çalışsa da nihayetinde annesine benzemiş ve o da Edward’a güçsüz demiştir. Bundan dolayı da bu yazara karşı ne inancı kalmış ne de sevgisi. Mutsuz bir evlilik geçirdiklerinden ötürü ilişkileri bitmiş ve Susan Hutton ile ilişkiye başlamıştır. Edward’ı en çok sarsansa çocuğunun ondan alınmış olmasıdır. Bundan dolayı sarsıcı bir intikam almak için bir kitap yazmış ve Susan’a bunu okutarak bütün duygularını yaşatmayı amaçlamış, bunda da başarılı olmuştur.

Çünkü yalnızca olay örgüsü değil, bağdaştırabileceği birçok detayla Susan ile olan ilişkilerindeki anılarını merkeze alarak kadını derinden etkilemiş ve ona zarar verebilmiştir. Kendi yaşadığı acıyı Tony’nin yaşadığı acıya benzetmiş, Tony gibi Edward’ın da bir baba ve koca olarak kendisinin ölümü gerçekleşmiştir. Susan’ı bu kadar etkili bir şekilde sarsıp onun duygularıyla oynayabilmesi tamamen onunla olan ilişkilerinde müthiş bir şekilde onu tanımasından kaynaklı. Bunu bu kadar iyi bir şekilde gerçekleştirebilmesinin nedeni iyi bir insan çözümleyicisi ve yazar olmasıdır. Bir iki yıl evli kalıp bu kadar iyi tanıdığını söyleyebilmek güçken, böylesi bir çıkmaza Susan’ı sürükleyip onu adeta mahvetmesi yeteneğini konuşturduğu ve kendini anlattığı bu “gece hayvanları” eseri sayesinde.

Edward’ı kişisel olarak çok beğendiğim ve beni etkileyen kısmıysa intikam için en etkili yol olan beyne girmeyi akıl etmesidir. Çünkü düşünmeye ve anıları hatırlamaya iten kısım kişinin aklıdır. Buraya titiz bir şekilde iğneler batırıp Susan’a yaralar verebiliyor olması az önce sözünü ettiğim yazarlık yeteneğinden kaynaklı. Çizdiği ve yarattığı müthiş tiplemelerle yaşadığı acının bir kısmını Tony’ye aktararak nelerle başa çıktığını ve bir yılı aşkın bir süreyle intikam dürtüsünü nasıl taze tuttuğunu gösteriyor. En sonunda da kadının davet ettiği akşam yemeğine gitmeyerek gerekli cevabı tam yerinde vermiş oluyor ve Susan’ın derin yalnızlığına ışık tutmayacağını belirtiyor.

Nocturnal Animals Film Yorumu

Nocturnal Animals filmi, harika bir şekilde yansıtılmış senaryosuyla birlikte romantizmi ve kasvet temasını orta noktada buluşturma konusunda olağanüstü bir filmdir kanımca. İnsanı buz tuttuğunu hissettirecek kadar gerçekçi ve acıklı sahneleriyle birlikte gerilimi adım adım aşılarken, bir yandan da eski kocasını özleyen ve gerçek hayatta gitgide yalnızlaşıp uykusuzlukla savaşan bir kadının hikâyesi müthiş bir uyumda anlatıyor.

Susan’ın okuduğu kitapta geçen olayları izlerken içimiz mahvoluyor. Açıkçası ben Tony’nin yaşadığı olayları büyük bir empati duygusuyla izledim. İzledikçe de adamın çaresizliğiyle bürünmüş olan intikam güdüsünü çok iyi hissettim ve onunla birlikte çözüme ulaşmak için sabırsızlıkla bekledim. Yaşadığı olay kimsenin asla yaşamak istemediği bir olay. Edward’ın Susan’dan işitmek üzere olduğu “güçsüz” sıfatını bir karakter üzerinde böylesine ders verebilecek derecede çizebilmesi Edward’ın yaratıcılığını devreye sokan ve yaşadığı olayların ondaki dışavurumlarını gösteren bir detay. Gerçekten güçsüz bir adamın yaşayabileceği olaylar bunlarken, karşılaştığı insanların ona “iyi birisin,” demesi onu gerçekten güçsüz biri mi yapıyor?

Susan’a bu ve bunun gibi birçok soruyu sordurtan Edward, nihayet amacına ulaşıyor. İzlerken Susan’ın yaşadığı çaresizliği ve içinde kaldığı çelişkileri gördükçe Edward’ın ne kadar haklı olduğunu gördüm. Bu tabii ki kişisel görüşüm, Susan’ın onu aldatması ve ardından ondan olacak çocuğu aldırması Edward’ın Tony’yle yaşadığı ortak acıydı.

Kitapta karısını ve kızını elinden alanlar Tony için kimlerse, filmde Edward’ın elinden alınan bir evlilik ve çocuk da onlar, tarzında bir benzetme yaparak Susan’a bu ilişkinin ve çocuğunun katilini kendisiymiş gibi hissettirerek büyük bir etki yaratmış.

Gerilim temasını sevenlerin böylesine bir filmi izledikten sonra bu türe daha çok bağlanmasına sebebiyet verebilecek bir yapım. Jake Gyllenhaal’ın bundan öncesinde psikopat bir karakteri canlandırdığı Nightcrawler filmini ve Netflix’te yer alan tek mekânda geçmiş olan The Guilty filmlerine ulaşmak isterseniz kartlarda çıkan linklere tıklamanız yeterli olacaktır. Çünkü böylesi bir oyuncunun yer aldığı çoğu film başarılı ve bir o kadar da ilgi çekici. Nocturnal Animals filmi çok bilinmeyen fakat izleyenlerin beğenisini toplamış bir yapım. Amy Adams’ın ve Jake Gyllenhaal’ın harika performanslarıyla film izleme listenizde olmayı hak ediyor.

Austin Wright’ın 1993 yılında yayınladığı Tony ve Susan adlı romandan senaristliğini ve yönetmenliğini üstlendiği Tom Ford “film, dayandığı kitaptan çok farklı ancak teması aynı,” diyerek Nocturnal Animals filmini sinemaya uyarlamıştır. 1 saat 56 dakikalık bir uzunluğa sahip bu film için sizlere şunu diyebilirim; kasvet dolu gerilimle aşkın ortak noktada buluştuğu bir film. Gerek oyuncuları gerek temasıyla izleyenlerin beğenisini toplayan Nocturnal Animals filmi, on dokuz yıl önce boşandığı yazar kocasından kendisine bir kitap taslağı gelen Susan’ın bu vahşi ve acıklı kitabı okurken eski ilişkisinden ortak noktalar bulmasını ve acı çekmesini konu ediniyor.

0:00 Giriş
1:27 Nocturnal Animals Konusu
2:16 Nocturnal Animals Özeti
7:29 Nocturnal Animals İnceleme ve Yorumu
8:04 Susan Morrow Karakter İncelemesi
10:22 Edward Karakter İncelemesi
12:55 Nocturnal Animals Üzerine

Nocturnal Animals Film İncelemesi ve Özeti | Gece Hayvanları (2016)