İçeriğe geç

Gustave Flaubert – Saf Bir Yürek Kitap Özeti ve İncelemesi

Çocukluğunun sefaleti, ilk aşkın düş kırıklığı, yeğeninin gidişi, Virginie’nin ölümü, bir gelgitin dalgaları gibi art arda gelip boğazında düğümlendiler.

Flaubert’in Üç Öykü başlığı altında 1876 yılında kaleme aldığı bu yumuşacık öykü, kendisinin değimiyle “Sıradan bir yaşamın, bağlandığına coşkudan uzak bir biçimde bağlanan, taze, ekmek gibi yumuşak, dindar ve yoksul bir köylü kadının öyküsüdür.” Saf Bir Yürek adlı eseri. Bu eserde, öykünün adı gibi saf bir yüreğe sahip Felicite adındaki yirmi beş yaşındaki genç hizmetçinin yaşadığı olayları okumaktayız. Yalnız bir şekilde yaşayıp, bağlandığı hemen her şeyi büyük bir sadakatle karışık sevgiyle koruyan ve kollayan Felicite’nin başından yürek burkan birçok olay geçer. Girişte de aslında belirttiğim gibi, çocukluğunun sefaleti, ilk aşkın düş kırıklığı, yeğeninin gidişi, Virginie’nin ölümü, bir gelgitin dalgaları gibi art arda gelip boğazında düğümlenirler Felicite’nin.

Félicité hayatına giren hemen her şeyi sever, buna kendisine hediye edilen papağan Loulou da dahildir. Ne var ki bir zamandan sonra sevdiği her şeyin bir şekilde ondan gittiğini, kaybolduğunu fark eder. Aynı zamanda yeğeninin ve Loulou’nun ani ölümüyle birlikte dünyası altüst olur. Bu, böylesi saf bir yürek için gerçekten çok büyük bir yıkımdır, bir kalbin parçalanışıdır. Madame Aubin’de Felicite’deki bu mahvoluşu fark eder ve Loulou’nun doldurulmasını önerir. Karşılıksız sevgiyi böylesine yoğun bir şiddetle benimsemiş olan Felicite için aslında Loulou’nun sureti Tanrı’yı temsil etmeye başlar bir süre sonra. Tanrı sevgidir, sevgiye dair her şey tanrıdır. Tanrı’dan bir parça herkeste gizlidir. Felicite’deki bağlandığına coşkudan uzak bir şekilde bağlanmış olduğu sevgi ondaki saf bir sevginin örneğidir. Nihayetinde ölüm döşeğine düştüğündeyse Loulou’ya ithafen “çok sevdim” ifadesini dile getirir.

Böylesine sakin bir şekilde sevgisini koruyabilen bir insanın çektiği acılar silsilesi onu zamanla sevgiden soğutması beklenirken Felicite için bu durum söz konusu olmadı. Sevdiğine daha fazla bağlandı ve hayalini kurdu. En sonundaysa Loulou’nun ölümünü kutsallaştırdı ve adeta bir pagan gibi yanaştığı kutsal ruhu atfettiği papağan ile mutluluğu ve huzuru bulduğunu düşünerek öldü. Saf Bir Yürek için psikolojik yansımalarıyla birlikte günlük olayların hassas bir izdüşümü diyebiliriz.

Ben bu kitabı iki defa okudum. Bunun nedeni tabii ki eseri anlamamış olmamdan kaynaklı değil. Bilakis Felicite’nin yaşadığı olayları tüm incelikleriyle hissetmek için okudum iki defa ve her iki okuyuşumda da derinden etkiledi beni. Böylesine saf bir sevgiden bahsederken onun ne kadar coşkudan uzak ve içten olduğunu anladığımda eserin bana gerçek anlamda geçtiğini hissettim.

 

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir